Ana içeriğe atla

TÜRKİYE ÜZERİNDEN KİŞİSEL HESAPLAŞMALARI BIRAKMA ZAMANI


 TÜRKİYE; bir taraftan yıkılıyoruz-bölünüyoruz, diğer taraftan şahlanıyoruz diyen iki ayrı görüş cephesine bölünmüş durumdadır. Ve her iki tarafta, perde arkasından verilen repliklere ve telkinlere kapıldıklarının ve ülkemize büyük zarar verdiklerinin hatırlatılmasına bile büyük tepki vermektedirler. Türkiye de olup bitenleri anlamlandırmak için Dünyada ki karmaşanın Nedenleri? Niçinleri? Nasılları ve yöntemlerine bakmak lazım: Soruların cevabı aslında toplumsal olaylara ilgi duyan herkesin bildiği yalınlıktadır. Ancak ele geçirme projelerinin algoritmaları çok karmaşık ve büyük finans kaynaklarına dayanmaktadır. Birden fazla bilim dalının kanunları sahada uygulanmaktadır. Medya ve iletişim, sosyal paylaşım siteleri oyunun olmazsa olmazlarıdır. işte herkesin anlayamayacağı kısım burasıdır.Çünkü ,öyle güçlü ve temiz algı oyunları yapılmaktadır ki gösterilenin aksini iddia etmeniz akıl sağlığınızın (!) sorgulanması sonucuna gidebilir...

NEDEN ve NİÇİN: Türkiye de olup bitenleri Dünyadaki karmaşadan ayırmak doğru bir analiz getirmez. Altta yatan temel gerçekler aynıdır. ileri sürülen makyajları sildiğiniz zaman, onca karmaşanın altında yatan gerçek neden olarak, insanların içgüdülerinin (thanatos içgüdüsü gibi), yine kendi egolarına hakimiyet kurmasından kaynaklandığı görürsünüz. Niçinler, bu nedenleri ileriye taşıyan binlerce bahane ile doldurulmuştur. Bugün dünyada oyun kuran güçlü yapılar ( derin devletler, para ve güç merkezleri, terör-mafya-istihbarat birliktelikleri gibi...) başka yüzler ve maskeler ile toplum mühendisliği yaptıkları için, ileri sürdükleri din, ahlak, hak ,hukuk, toprak bütünlüğü vesaire gibi etiketler illüzyondur. Gerçekler : Para, hakimiyet kurmak, saldırganlık, insanları köleleştirmektir. Sömürgeler oluşturmaktır.

NASILLAR ve YÖNTEMLER: Sosyoloji ve Psikoloji bilimleri başta olmak, tarih bilimi, toplumsal anlaşmazlıklar, kamu diplomasisi, antropolojinin bütün verileri kullanılmaktadır. Amigdala bölgesinin fonksiyonları ve İnsan zihnine ait ilgili bilgiler, insanların zafiyetleri kurgulanmakta ve kullanılmaktadırlar. ileri teknoloji ile konusunda uzmanlaşmış analistler ve teorisyenler bu işin mutfağında çalışmaktadırlar. Binlerce istihbarat ve casusluk parametresi bu işlere data taşımaktadır. Bazı vakıflar, dernekler, yardım kuruluşları, bankalar, uluslararası kuruluşlar vesaire... bu işte paravan olarak kullanılmaktadır. Takdir edersiniz ki anlaşılır olması için basitleştirerek yazdığım bu çalışmalar çok daha karmaşık ve detaylıdır.

Kullanılan yöntemler konusu: Gelişen medya, iletişim ve sosyal ağlar ,hatta reklamların ikna yöntemleri . Bankaların Türkiye de uyguladıkları rant yöntemleri , kişisel bilgilere ulaşma keyfiyetleri ve borçlandırma politikaları. Öz güveni eksik olan toplum ve insanlarda İman konusu ile etki alanı oluşturmak en güçlü silah olunca, Tarikat ve cemaatler reddedilse bile DE FACTO dinin yerini işgal etmiştir. En yakın ve acı örneği FETÖ. Diğer tarikatlar devlet kadrolarında ve kullanımı bekliyorlar. Yani inançları sömürme yöntemi. Türkiyenin toplumsal olaylarda açık laboratuar haline getirilmesi yöntemi. Kamu diplomasisi ile içerden insanların, özellikle yönetici kadroların zihinlerinin telkin edilmesi ve ayrıştırıcı politika yapma yöntemleri. Milyonlarca Arapın Türkiyeye elini kolunu sallayarak girmesi ve demografik yapı üzerindeki oluşturulan travma yöntemi... Bu liste çok uzun süreceği için sözü kısa keserek ülkemize, Türkiye'mize gelmek istiyorum... Türkler, 100 ün üzerinde devlet kurmuş, yönetmiş ve tarihteki yerlerini almışlardır. Binlerce yıllık devlet ve millet tecrübemize ve entelektüel sermayemize ait tarihsel dersleri kullanmamız önemlidir.Yöneticilerimiz ve aktif politikacılarımız vicdanlarını ve doğrularını yeniden gözden geçirmek zorundadır. Herkes ben doğruyum diyor. Evet, Sosyolojide bir konuda birden fazla doğru olabilir. Ama doğrularınızın keşiseceği ortak noktaları siliyorsunuz. Farkında değil misiniz?
Kapsamlı işgal yöntemlerinin uygulandığı Türkiye'nin bu dönemde bir ekiple yönetilmesi büyük risktir. Parlamentonun samimi bir işbirliğine girmesinin bahanesi olmamalıdır. Halka yapılan şikayet amaçlı miting veya basın açıklamaları Devletimize olan özgüveni daha fazla yaralamamalıdır.Bu işgal planını etkisiz hale getirmenin ilk ve en önemli adımı: Siyasi sorumluluğu üstlenen iktidar, her türlü bahaneyi dışlayarak, dış ülkelerle kavgayı bırakmalı, içerde barış ve güveni sağlamak için herkes den fazla bir adım atmalıdır....

Oguz SOLAK / Makine Mühendisi/ Uluslararası İlişkiler Böl.uz./ Sanayici

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SAVUNMA SANAYİ Kayseri Çalıştayının (!) Ardından... Oguz SOLAK

Çalıştay dan çok, sunum ve bilgilendirme diyebileceğimiz bu toplantının, artı - eksi yönlerini ve gözlemlerimi sizlere aktarmak istiyorum. Milli yapılanma konusunda uzun yıllardır yazan birisi olarak, yapılan her katkıya ve emeğe saygılıyım. Ancak ifade etmeliyim ki milli yapılanma konusunda, aşırı zaman kayıpları ve oyalanmalar, bizi tembelleştirecek ve körleştirecek, tuzaklanmış böbürlenmeler var. Klasik sebeplerin dışında daha önemli olanı da entelektüel birikimleri bir araya getirerek pragmatik hareket edemediğimiz gerçeğidir. Bazı ayrıntıları atlamak, her olası krizde yeniden planlama yapmak zorunda kalmak   ve başa dönmek zaman kaybıdır. Nedir bu, genel olarak önemsiz gibi görünen ama önemsenmesi gereken ayrıntılar:   1-Her kesimde genel olarak özgüven eksikliği ve   akabinde gelen boş övünmeler ve kasılmalar var. 2- Bilgiye ulaşmak yerine tahminler, kaynağı belirsiz haberler, boş inançlar, spekülasyonlar, zanlar, ve zihnimizin yansımaları var. 3- Bizim gibi Fi

Sarıkeçililer ve Karakeçililer

SARIKEÇİLİLER: Bin yıl önce Anadoluyu Türk yurdu haline getirmek için gelen, bazı Oguz boylarının oymakları dır. Akdeniz ve Ege dağlarında yaylanan ve Mersin yöresinde kışlayan bin yıllık geleneğimizin son temsilcileri olan Sarıkeçililer, yüzyıllardır uygulanan politikalar neticesinde fakir ve cahil bırakılmışlardır.Ne belirli bir yaylakları, ne belirli bir kışlakları vardır. Mezarlıkları bile yok, ölüm hangi dağ başında yakalarsa, orada gömüyorlar. Sarıkeçililer, arasında Tü rkuaz göz, sarışınlık çokça yaygındır. Evlad-ı Fatihan namıyla anılan asırlar önce Avrupa'ya yürüyen balkanlardaki soydaşlarımızın çoğu Sarıkeçili Yörüklerinin torunlarıdır. KARAKEÇİLİLER: Oğuzların Kayı boyundan.İsimleri, Karacahisar kalesinin fethi sırasında Ertuğrul gazi tarafından verilen Karakeçililer, Orhan gaziden II. Abdülhamit zamanına kadar dışlanmışlardır. O kadar ki Güneydoğu bölgemizde yaşayan Karakeçililer, Arapça ve Kürtçe konuşmaya ve yüzyıllar içerisinde kaldıkları bu asimilasyon neticesi

KONUMUZ KAYSERİ AMA....

*Bu yazı, 2015 genel seçimlerinde aday olan bir ağabeyimize, destek amacı ile yazdığım ve hazırladığım, o günleri yansıtan görüşlerimdir. Yaklaşık 5 yıl sonra bu yazıyı sizlere sunmamın gerekçesi, 15 temmuz darbesinden 1.5 sene önce yazılmasıdır. Malum , 15 temmuz yaklaştı. O yapıların içinde otlanan ama sonrasında, sütten çıkan ak kaşık gibi olanların, kandırıldık! sohbetlerini vicdanlarında muhasebe etmeleri içindir. * KONUMUZ KAYSERİ AMA: Nisan ayı/ 2 015… Kayseri de yaşamlarını sürdürenlerin; güvenli, huzurlu ve sağlıklı olarak, iyi bir çevrede, aile bütünlüklerini koruyarak, kimseye muhtaç olmadan onurları ve alınterleri ile geçimlerini sağlamalarının en önemli insani hakları olduğuna inanıyorum. Geçmişte olduğu gibi şimdide memleketim ve insanlarının en iyi şartlarda kendileri ve aileleri için gelecek kaygısına düşmeden yaşamlarını sürdürmelerini sağlamak ve onlar için çalışmak, en önemli misyonumuz olacaktır. 4000 yıllık tarihi geçmişi ile dünyanın sayılı

TÜRK olmak mı?... Sahiden mi?

TÜRK olmak mı?... Sahiden mi? ... Uzun yıllardır "Türk olmak" kavramının, toplumsal açıdan nereye oturduğunu gözlemliyorum ve analizlerimin bazılarını zaman zaman sizlere aktarıyorum. Sosyal medyada ki yorumlar, tepkisiz kalışlar bile, bu konuya, toplumsal bakış açısından, bazı tespitleri oluşturmama yardımcı oluyor. Kısa zaman aralığı için, şu tespitlerimi size aktarmak isterim: 1- TÜRK tarihi, kültürü hakkında ve Türk olmak konusunda, özellikle bu konunun savunucu- tarafları! olarak görünen kesimler yada kişilerde derin bir içtenlik yok. Bilgi yerine ezberler, tabular, sanılar ve dedikodular, zihinlerini işgal etmiş 2- Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan Doğu Türkistan ve bütün Türk topluluklarında, Büyük Atatürk başta olmak üzere, TÜRK olmak sevdası ve şuurunda olan, fiilen bu konuya inanarak mücadele vermiş, az sayıda devlet adamı, bilim adamı ve mütefekkir varolmuş veya var. Diğerleri, bu işi hep politik açıdan kullanmı

SEÇİMLERE DOĞRU... SEÇMEN?

SEÇİMLERE DOĞRU... SEÇMEN? Seçmen, kişisel sorunlarını açıkça sorgulayarak, çözüm yolunu araştırmalı ve ülke meselelerini kendi zaaflarına örtü yapmamalı ve seçim oyununun kurallarına hakim olmalıdır. Dikkat çekmeyen bu durum, aslında bütün sistemimizin en zayıf olan kısmıdır. Bu nasıl düzeltilebilir ? sırasıyla sizlere açıklamaya çalışacağım. Öncelikle, seçmenler kime oy verirse versinler ama oy verdikleri insanların denetimini asla ellerinden çıkartmamalı ve denetim işini sahiden yapabilmeleri için de bazı prensipleri olmalıdır. Şahsi çıkarları için yakalarını ve zihinlerini politik düzene kaptırmamalı ancak toplumsal talepleri için seçilmiş insanları zorlamalı ve taleplerini o yönde iletmelidirler. Mevcut durumda, içinde yaşadığımız toplumun bireylerinin sergilediği davranış kalıpları, geleceğimizi olumsuz olarak etkiledi. Seçtikleri yada öyle zannettikleri kişilerin, kendilerini (seçmeni) temsil edeceğine, seçmen (seçtiklerine) hizmet etmeye başladı. Hani derler ya "ak

BEYİN GÖÇÜ !

Beyin göçünü önlemek söylemlerinin modası geçmiştir. Çünkü imkanları daha çok olan ülkelere, yüksek verimle çalışabilmek için giden, bu yetenekli insanlarımızın,bize dönme ihtimalleri her zaman vardır .Kaldı ki dışarıya giden beyin gücümüzden kat kat fazlası ülkemizde mevcut olduğu halde, yetenekli insanlarımızı ortaya çıkartıp, ellerinden tutmuyoruz. Yani bir BEYİN EROZYONU meselemiz var. Yetenekli insanların her türlü gereksinimlerini karşılayacak yapılanmalara gitmiyoruz. Tübitak, kobiler, teknoparklar v.s. hepsi de kurulmuş düzenleri olanları, zengin olanları destekleyen yapılanmalardır. Siz Türkiye de hiç duydunuz mu; başarılı fakat maddi gücü sınırlı bir mucide veya mühendise, gel arkadaş bütün ihtiyaçlarını ben karşılıyorum ,sen bu ülke için beyin gücünü ortaya koy diyen bir KURUM. Türkiye de yok. ABD veya İsrail de var. Onlarla bizim aramız daki kalkınmışlık farkının ana teması budur. Hepimiz bunun farkındayız diyeceksiniz. O halde neden harekete geçmiyoruz sor

16 NİSANDAN ( 2017 referandumu) SONRASI...

Politikacılarımızın davranış temayüllerini dikkate alarak baktığımızda, referandum sonrasında, her iki sonuç içinde, erken seçimlere gidilmesi ihtimali, kaçınılmaz gözükmektedir. Şunu hatırlatmak isterim ki Olağanüstü durumların, hızlı değişimlerin, büyük ikilemlerin, insan yaşamını ve doğal hayatı tehlikeye atan gelişmelerin yaşandığı yirminci yüzyılın devamında “yeryüzünde yaşam” belirsizliğe ve riske girmiş durumdadır. Türk insanının artık dalga geçmeyi bırakıp, sorumluluklarını üstlenmesi, kendine olan öz güvenini tazelemesi, politikacı maşası olmak yerine kişisel ve toplumsal çıkarlarını korumasının "gerçek beka sorunu" olduğunu idrak etmesi, zaruri bir hal almıştır. Halk oylaması sonrası için konuyu, rakamlara ve terimlere boğmadan kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum: EVET çıkması durumunda : 16 nisan sonrası, iki partili sisteme yönelim başlayacak iktidar ve muhalefetteki partiler temelinden sarsılacaklardır. Ertelenen Fetö tartışmaları ve diğer iç hesaplaşm

DERİN TÜRK MİLLETİ !… Oguz SOLAK

DERİN TÜRK MİLLETİ… 700 yıl önce Tarsus'a 500 yıl önce Kayseri'ye gelerek Lala cami bölgesinde, Varsaklar mahallesini oluşturan, Oğuz soyundan gelenlerin şerefli bir ferdi olarak derim ki: Din tacirlerinin İslamı kullandıkları gibi TÜRKLÜĞÜMÜZÜ kullanan; Türkçüyüm, Milliyetçiyim diyen hiçbir parti, vakıf, dernek, muhalif veya devlet-iktidar, bizi gütmeye! bize yol-yordam öğretmeye kalkmasın. Biz bu vatanın asli unsuruyuz. Sizler yönetici olduk, kitleleri peşimize taktık diye bizleri kullanamazsınız, köleleştiremezsiniz  yada başka görüntüler ile Araplaştıramazsınız. Tarihin her döneminde yeni bir albenili senaryo ile karşımızda oldunuz.. .Daha dün  Fetö psikopatları, ülkenin her tarafını satarken görünmez idiniz, bugün Türkün bekasını kurtarıyoruz ile karşımızdasınız. Bu Devlet, Güneydoğuda yıllardır TÜRKÇE öğretemezken, üreyerek istila etmek için 40 ar çocuk! doğururken ortada yoktunuz. Şimdi bize Vatan kurtarmayı öğretiyorsunuz! Bu döngü hiç bitmez biliyoruz.. Yansım

MİLLİ TÜRKİYE?... 21/Ekim/2017... Oguz SOLAK

MİLLİ TÜRKİYE?... 21/Ekim/2017... Oguz SOLAK Milli olmak, sadece nutuk atmak ile olmuyor. Bunları telafi etmek için iyi niyet var ise önce devletin ve hükumetlerin hatalarını görmesi gerekiyor. Uzun yıllar aktarmaya çalıştığımız gerçekleri, parça parça tekrar aktarmak istiyorum. 1- Millileşme konusunda uzun yıllardır, naçizane fikirlerimi ve önerilerimi devletin kilit noktalarına sunan birisi olarak; vatanseverlik konusunda her bireyin sövmek, şikayet etmek yada taraf olmak yerine, fikirlerini (Türkiye’nin menfaatleri için elbette) bir tarafa not almalarını ve uygun zamanda kamusal alanda paylaşmalarını öneririm… Globalleşen dünyada milli karakterlerine sahip çıkan milletler, saygı ve ilgi görmektedir… 2- Milli olmak, sınırları kapatmak, dünya ile ilişkileri sınırlamak değildir. Tam tersine, dünyaya açılmak, diğer ülkelere saygı göstermek ile diplomasi sanatını iyi bilmek ve kullanmak ile zirveyi zorlarsınız. Saldırgan davranışlar sadece, ülkeyi kullanmak isteyen yapıl